10 Aralık 2010 Cuma

Record Collector VI: Iron Butterfly / Jimmy C & The Chelsea Five / Jr Walker & The All Stars

Çiğ et, kokuşmuş balık ve geride kalan başka kötü kokuların yarattığı politika sevdası: Komik günler yaşanmaktadır, İstanbul ve Ankara arasında gidip gelen bir polis-devlet rüyası, takım elbiselerinin içinde büründükleri bir otuz bir hikâyesi ve onları seyrederek zevk alan başka kişilikler. Müziğe daha önce hiç duymadığımız kadar ihtiyacımız var, farkında olmadan yapmaya devam ettiğim çeşitli Top 20 listelerinin sabırsız çırpınışı ve uzaklardan duyulan başka bir polis sireninin tehditkâr bakışları arasında bir yerlerinde, belki de dik bir tepenin yamacına ulaşmaya çabasıdır bütün bu hikâyenin anlamı. Abartmak gerekiyor belki de, daha önce hiç abartılmadığı kadar, dinlemek, sabır göstermek, bir daha, bir daha ve bir daha yazmak gerekiyor, tabii ki, daha önce hiç yazılmadığı kadar.

Halkını bir tür ‘fuck body’ olarak görmekten hoşlandığını itiraf edemeyen insanların içinde yaşamaktayız, nereye varacağını bilemediğim ve bütün bu 60’lar cereyanını bir tür macera olarak görmekten alıkoyamadığım bir tarafım, belki de sizlerin bugün bu insanların yanından geçtiğini söylüyor ve umarım evinize rahatça vardığınızı diliyor.

Iron Butterfly / In A Gadda Da Vida - Part 1 (1968)


Iron Butterfly / In A Gadda Da Vida - Part 2 (1968)


Zaman kaybetmeden, listeye ‘vurucu darbeyle’ girmek gerekiyor bu yüzden: Iron Butterfly / In-A-Gadda-Da-Vida parçası, 1968 senesinin en güzel dönemine tekabül etmektedir: Atlantic Records plak şirketinin belki de The Doors’dan sonra piyasalara tanıttığı en başarılı ve ‘kısa dönemli’ psychedelic rock grubudur. Ahmet Ertegün’ün Iron Butterfly tayfası yüzünden birden fazla plak şirketiyle arasının açılmasına şaşırmamalı: Albüm kaydı toplam on yedi dakika süren bu tuhaf yolculukta, sıkılıp yorulmadan ve en önemlisi utanmadan on parmağıyla org klavyesine sonuna kadar yüklenen Doug Ingle ve davullarına tıpkı bir aşk-nefret ilişkisi gibi teker teker vuran Ron Bushy’nin halen aramızda olmasına sevinmeliyiz. Ve tabii ki can alıcı soruyu belki de şöyle sormalıyız: Yumurta-tavuk sorusuna paralel, Iron Butterfly miydi bu akımdan çıkan, yoksa akımdan çıkan Iron Butterfly miydi?

Garage müziğinin ‘evi’ Dallas / Texas bölgesinin can sıkıntısından şans eseri ortaya çıkardığı Jimmy C & The Chelsea Five tayfasının 64’ senesi kaydı olan Leave Me Alone parçası, belki de Beatlemania çılgınlığının tuhaf bir şekilde tuhaf yerlere sıçradığını söyler gibidir. Nakaratları topluca, parçanın gerisini tek başına söyleyen Scotty Celsur’un kurmuş olduğu bu grubun ne yazık ki devam edememiş olması üzücüdür, ama okumuş olduğum son röportaja göre keyiflerinin gayet yerinde olduğu da kayıtlar geçilmelidir.

1964: Pespaye çalışı, acele etmeyişi, köhne bir caz barda konser verdiğini biliyor olması ve bundan daha büyük bir hazın olmadığını fark ediyor olması, belki de ‘Junior’ Autry DeWalt Mixon Walker isimli müzisyenin senelerce ‘underrated’ bir grup olarak kabul edilen Jr Walker & The All Stars tayfasıyla neden vakit geçirdiğini anlatır gibidir. Cleo’ Mood / Shotgun / Tune Up / Road Runner gibi lezzetine doyum olmaz akıl kaçırtıcı Soul / R&B parçalarıyla uzun yıllar boyunca Motown plak şirketiyle çalışan ekibini şiddetle dinlemeyi öneririm.

Jimmy C and The Chelsea Five / Leave Me Alone (1964)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder