Bu sene 17.si düzenlenecek olan Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nin katılımcı listesi, uzun zamandır denildiği gibi bir hayli kabarık. İşi gücü olan / olmayan, yazın bir yerlere kaçıp tatiline renk vereceğini düşünenler / düşünmeyenler, ya da Dünya Kupası’nın bitmesiyle yoğun bir depresyona girecekler / girmeyecekler, zamanınızın bir bölümünü ayırın ve olabildiğince ayağımıza kadar gelen bu adamları kaçırmayın.
60’ ortalarında kurulan ve kanımca 70’lerin “disco” kültürünü KC and The Sunshine Band’den sonra en etkin bir şekilde dünyaya tanıtan meşhur funk / psychedelic soul grubu Sly and The Family Stone’un bass gitarcısı Larry Graham’ı görmek heyecan verici. 70’ ortalarında kolları iyice sıvayıp San Francisco’ya taşınan ve kısa sürede kurduğu Graham Central Station grubuyla başlayan hikâyesi halen devam ediyor. Santana’yla beraber çalışan Neal Schon ve Jefferson Starship tayfasının vazgeçilmez elemanı Pete Sears ile İstanbul’a gelecek olmaları, her şeyi sadece daha heyecanlı yapıyor. YES!
1996’da kurulup funk müziğiyle piyasaya çıkan ve aslında cesaretli bir işe kalkışan Breakestra grubunun hayatımıza aniden girmesi, her şeyi daha zor ve güzel yapmıştır. Hatta söylenenlere göre, New York / Bronx mahallesinin nostaljik ve özlenen tehlikesi bu günlerde geri dönmüşe benziyor: Şayet Bronx’da ikamet eden en leş ve en güzel caz kulüplerinin güvenlik görevlileriyle muhabbetiniz yoksa, üç yüz altmış derece stayl bir dönüşle şehrin kaderiyle baş başa kalıp dinleyemediğiniz adamların videolarını ancak netten bakıp kendinizi avutabilirsiniz. Bronx, eski havasına döner mi bilinmez ama Breakestra’nın İKSV’nin Şişhane’deki yeni binasında çıkması belki de her şeyin o kadar da uzakta olmadığını gösteriyor. 2005’te çıkardıkları “Hit The Floor” ve geçen sene piyasalara süren “Dusk Till Dawn” albümüyle İstanbul’u ziyaret edecek bu adamları kaçırmayın derim. Grubun Los Angeles çıkışlı olması ve utanmadan / çekinmeden / sıkılmadan ve inatla soul ve funk müziğinin vazgeçilmez “groovy” öğelerini salt eski tüfeklerin öğretileriyle çalmaları, şapkalarımızı çıkarıp saçlarımızı savurmamız için bir neden daha gösteriyor. YES!
Seksen beş yaşına gelen ve fusion / avant-garde cazın vazgeçilmez davulcusu Roy Haynes ile Duke Ellington ile uzun seneler çalışmış olan Kenny Garret’la gelen Chick Corea Freedom Band de ilginç konserlerden bir tanesi.
Son olarak, 2009 Şubat’ta kurulan, Saper Şahbaz, Esat Ekincioğlu, Uğur Küpeli ve Fikret Erenyol’dan oluşan akustik/ hip-hop /caz triosu Plongeur Quartet’i izlemenizi tavsiye ederim.
Araştırın, bakının, sevişin, mutlu olun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder