29 Nisan 2012 Pazar

Radio Moscow için hazır mısın? / 30 Nisan Garajistanbul

2003’te vokal Parker Griggs tarafından bir solo projesi olarak başlayan ve eski ismiyle ‘Garbage Composal’ olarak sahneye çıkan topluluk, 2007 senesine kadar verdikleri büyük emeklerinin karşılığını yeni yeni almaktadır. Şimdiki müziklerine göre daha amatör, teşhirci ve ahlaka mugayir bir profil çizen Radio Moscow, kuşkusuz 2007’de çıkardıkları ilk albüm olan ‘Self-Titled Album’ ile tanındı. Duo grubu The Black Keys’dan bildiğimiz Dan Auerbach 2007’deki albümlerinin prodüksyonluğunu yapmış ve bir süre alt grup olarak ikiliyle turneye çıkmıştır. Beklenileninden daha çok ses getiren albüm önceden kestirilemeyen tempo değişimleri, blues tabanlı deneysel ‘garage’ müziği ve cümbüşlü bir psychedelic geleneğinin iyi niyetli adamları olarak dokuz sene sonra, Garajistanbul’da gerçekleşecek olan İstanbul ayağı için 30 Nisan’da konser verecek.

Frustrating Sound / 2007


Şu anki beraberlik halen gitar ve vokalde Parker Griggs, bass gitarda Billy Ellsworth ve davulda Lonnie Blanton ile devam ediyor. Black Keys ile olan yakınlığıyla bilinen grup, Alive Naturalsounds Records ile imzaladıkları sözleşme ve müzik haritalarında korkmadan gerçekleştirdikleri radikal değişimleri sayesinde uzun vadede alt grup olarak başlayıp kendi alanlarında istedikleri gibi oynamaya başlayan nadir gruplardan bir tanesi olma yolundadır. İlk zamanlarından bambaşka bir çizgide ilerleyen Radio Moscow, zaman geçtikçe 70’lerin içine giriyor ve The Allman Brothers, Ram Jam ve Blue Cheer gibi maskülen ‘cock rock’ / ‘power trio’ tercihlerini yapıyor. Dördüncü albümleri ‘3&3 Quarters’ın 2012’nin ilerleyen zamanlarında çıkacağını belirten üçlü, kuşkusuz kaçırılmaması gereken bir canlı performans sergileyecek.

The Spyrals / The Spyrals / 2012



Harici bir müzik akımın merkezinde yer alan veya Pitchfork sitesinin son senede tanıttığı çoğu grubun ekseninden ‘’dışarıda kalmış’’ olan The Spyrals, henüz geçen ay kendi grup ismiyle çıkardığı ilk albüm sarhoşluk ve uzay arasında gidip gelen bir yolculuğun en tatlı ve basit tınılarını sergiliyor. Fikir ve niyet ortada: Boğuk yaygara tınıları, mağaraların en dip köşelerinden kararsız ve keyfi vokallerle seslenen, birden çok görsel malzemeyi bir asit banyosu festivaline döndüren ve belki de her şeyin bir şekilde 60’lara duyulan özleme giden kapıya gittiğini gösteren The Spyrals, yaşamadığımız ve deneyimlemediğimiz bir dönemin müziğini ne kadar inandırıcı bir şekilde tanıtmakla başlıyor macerasına.

Spyrals topluluğun ‘’synth’’ ve elektrik merakı, canlı performanslarda istenilen etkiyi göstermese de, saf adrenalin ve saldırgan vokallerle birbirine bağlanan bir psychedelic müziğin iyi yapıldığı takdirde ne kadar iyi sonuçlar verdiğini gösteriyor: Radyasyon çılgınlığı zifiri karanlık çukuruna batmış gece kulüplerindeki yeşil neon ışıklarıyla zaman geçiredursun, ‘’Trying To Please’’ bizi zaman yolculuğuna davet ederek ‘ne kadar basit o kadar zor!’ gerçeğini bir kez daha kanıtlıyor.

San Francisco’lu topluluk müzik kariyerlerinin cicim aylarını geçiriyor: Kuvvetli Iggy Pop / The Stooges / shoegaze üçgeninde vakit geçiren The Spyrals, Teksaslı topluluk Moon Duo ve Wooden Shijps grubuyla alçak tavanlı gece kulüplerinde çalmak üzere turneye çıkmak üzere. ‘’Evil Kind’’ ve ‘’Long Road Out’’ parçalarında folk janrından yanak almayı unutmayan topluluk, kendi yolunda gitmekten korkmayan, tatlı-sert, aydınlık-karanlık arasında gel-git yaşayan dalgaların en yeni halini sergiliyor.

19 Nisan 2012 Perşembe

Alabama Shakes / Boys & Girls



Londralı plak şirketi Rough Trades şaşırtmaya devam ediyor. Tanıtımlarda çekinmeden dükkanını müşterilerine açarak son zamanlarda çıkışa geçen grupları izleme fırsatı veren şirket, son olarak birbirine blues, rock ve soul ile bağlanan ve ‘’demode’’ olarak görülen Alabama kökenli müziğin hala dinlenilebilir olduğunu kanıtlayan Alabama Shakes, geçen hafta ( 9 Nisan ) ilk albümlerini piyasalara sürdü. Albüm, beklenildiği gibi alçakgönüllü bir şekilde ‘’iyi’’ olarak değerlendirildi ve NME listelerinde henüz ilk haftadan TOP 5’e girmeyi başardı.



Henüz üç sene önce resmi bir şekilde grubu başlatan dörtlü, kısa zamanda müzik haritasını dinleyicisine tanıtarak aslında çok zor olmayan, ayaküstü dinlenebilir ve hatta radyoda kulağa daha bile iyi gelebilen bir albümün ipuçlarını vermişti. Kendilerini Seattle radyosunda sık sık dinleme fırsatı bulduğumuzda şaşırmıştık: Kendi halinde görünen ve orta okul sıralarından tanışan Alabama Shakes, güney bazlı rock müziğin kolaylıkla halen takip edildiğini gösterdi. ‘’Hold On’’ ve ‘’I Found You’’parçalarını albüm çıkmadan evvel dinlemiş ve kısa zamanda dikkatleri üzerine çekmişti.

10 Nisan 2012 Salı

Replikas / Biz Burada Yok İken



Aya Bak Yıldıza Bak parçasını ilk defa dinlediğimde Peyote’deydim, aşağı yukarı herkes sarhoştu ve loş ışıklar yüzünden insanlar suratlarını çok iyi seçemiyordu. Hatırladığım tek şey, aşırı kalabalık ve parçanın başlamasıyla başlayan suskunluktu. Aradan birkaç sene geçti ve İstanbul ANAPOP ile tanıştı. Çoğu insanın hala ‘’Kalkın gidin evliler, buralar bekar yeridir’’ demesi içimi rahatlatıyor.

Derdiyoklar İkilisi düğün gösterisinden sonra ilk defa canlı olarak izlendi, Erol Büyükburç’un bardak kırmaktan daha önemli bir adam olduğu farkedildi, Kabus Kerim ‘gurbet acısı’ istikametiyle İstanbul’da daha sık dinlenmeye başlandı ve Kurtalan Ekspres bütün şölenin geri kalan teferruatını sahnede tamamladı. Özel bir geceydi. Anadolu Pop, otobüsle gidilen gece yolculuklarında verilen sessiz çorba molalarına benziyordu: Alçakgönüllü, kendi başına ve geri dönüşü korkutucu derecede eğlenceli...

Biz Burada Yok İken albümü kuşkusuz raflarda yerini alması gereken mühim ve eğlenceli bir albümdür. Henüz albümü dinlemeden ve sabırla ne zaman çıkacak? sorusunu sorarken bile, albümün aşağı yukarı nasıl olacağını biliyorduk. Başka deyişle, ne hayal kırıklığı ne de bir sürpriz bekledik, sadece Replikas’ın bir an önce albümü çıkarmasını bekledik. Son senelerde Anapop çatısı altında canlı performanslarını sürdüren Replikas’ın şu anda bu konuda bayrağı elinde tuttuğu aşikardır, icra edilen müzik ve Anadolu pop birbirini sevdi ve Replikas bunu başarıyla yeni kuşaklara tanıttı, en önemlisi budur.

Anadolu Pop müziğini seversiniz sevmezsiniz, mesele bu değil: Her dönemde ismini sağlam yerlere yazdıran Rock / Pop gruplarının kendilerinden önceki kuşakların yaptığı müziği alıp kendi yorumlamalarıyla çalıp çıkış elde eden sayısız örnek var. Erkin Koray, Barış Manço, Cem Karaca ve Timur Selçuk Orkestrası gibi toplulukların parçalarını bilen / bilmeyen bir kuşağa Replikas çatısı altında dinletebilmek, belki de bu albümün diğer albümlerden başka bir yere konulması için öncü gerekçedir. Şahsen ben de, bir sonraki albümlerini Biz Burada Yok İken’den daha çok merak ediyorum, çünkü yorumlamak / okumak başka bir şey, icra etmek bambaşka bir şey.

Gece Kadar Rahatsız Etmiyor ve Deli Halayı gibi parçaları bu albümde beklememek, Replikas’ın bir süreliğine Anapop çatısı altında devam edeceğini söylüyor gibidir. Bu bir akım değil, Türkiye’de sevilip takip edilen bir grubun 60’larda yer edinen Anadolu pop parçalarını ‘bugün’ çalmakla ilgilidir ve ötesinde söylenecek başka bir şey yoktur. Albümü alın, sesi sonuna kadar açın ve İstanbul’a gelen yabancı arkadaşlarınıza şöyle deyin: ‘’Burada böyle müzik yapılıyor, nasıl buldun?’’